Örgütlü Mücadelenin Gücü

Gülüzar Özev

23 Mart 2023
Örgütlü Mücadelenin Gücü

''Daha önce emekli olabilecekler için prim sayısı 5000 gündü.  Kanun taslağı böyle hazırlanmıştı. Ancak 6 Şubattaki büyük Güneydoğu depreminin sonrasında hükümet gün sayısını birden 5975 güne çıkarttı.''

Vatandaşın emeklilik geliri elde etmesi, devletin bir lütfu değil görevidir.

Geçtiğimiz günlerde Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) için meclisten  yasa çıktı. Ne deniyordu bu yasaya göre; bundan böyle çalışanların emekli olması için belli bir yaşta olmaları gerekmeyecek. Kadınlar 20 yıl, erkekler 25 yıl sigortalılık süresini tamamlarsa ve 5975 gün pirim öderse emekli olabilecekler. Yani EYT’lilerin örgütlü mücadeleleri sayesinde emeklilik şartlarının üçlü sacayağından biri kaldırıldı. Yaş haddinden dolayı mağdur olan kitleler rahat nefes aldı.  Ancak iş bununla bitmedi tabi  halledilmesi gereken birçok sorun var. 

Daha önce emekli olabilecekler için prim sayısı 5000 gündü.  Kanun taslağı böyle hazırlanmıştı. Ancak 6 Şubattaki büyük Güneydoğu depreminin sonrasında hükümet gün sayısını birden 5975 güne çıkarttı. Yani üç yıla yakın bir süre arttırdı. Tsunami gibi verdiğini geri aldı.  Deprem öncesinde 5000 güne sevinip oradan buradan borç bularak, kredi çekerek, doğum, askerlik gibi borçlanmaları yapan emekçiler bir anda neye uğradığını şaşırdı. Yaşanan doğal depremin peşinden bir de sosyal depremle karşılaştı. 

İKİ DOĞAL DEPREM, İKİ SOSYAL DEPREMİ DOĞURDU

 1999 yılında Ecevit’in Başbakanı olduğu koalisyon hükümeti, emeklilik şartlarını birden ağırlaştırdı. Maaş hesap katsayısını çalışan aleyhine düşürdü, emekli olma yaşını kadınlarda 58, erkeklerde 60 yaptı. Bunun  üzerine halk büyük bir tepki gösterdi.  Bütün ülkede  sendikalar, meslek odaları, demokratik kitle kuruluşları “Emek Platformu”çatısı altında örgütlendi,  “mezarda emekliliğe hayır” mitingleri ve eylemler düzenledi.

1999 yılındaki  depremde millet can derdine düşünce, meclistekiler halkın perişanlığından yararlanarak “mezarda emeklilik” yasasını çıkardılar. Daha sonra CHP’nin Anayasa mahkemesine başvurusu ile kademeli emeklilik sistemine geçildi. 

İki deprem iki sosyal depreme fırsat yaratıyor. Aynı senaryo adeta tekrar ediyor. Buna karşılık halk boş durmuyor hakkını arıyor.

Dün “Emek Platform ”unun verdiği  mücadeleyi bugün “EYT’liler “devam ettiriyor. 

EYT YASASININ KABUL EDİLEMEZ YÖNÜ

3 Mart 2023 tarihinde yayınlanan Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası 375 Sayılı Kanun hükmünde kararname, 8 Eylül 1999 tarihinden sonra işe girenleri kapsamıyor. Böyle olunca bir gün farkla emeklilik için çok yıl kayıpları oluyor.

 Örneğin;   1995 yılında işe giren bir kadın 51 yaşında emekli olabilirken. 9 Eylül 1999 tarihinde işe giren kadın 58 yaşında emekli olacak. Arada 7 yıl fark var. 

Yine 1995 yılında işe giren bir erkek  55 yaşında emekli olabilirken.  9 Eylül 1999 yılında işe giren erkek 60 yaşında emekli olabilecek. Arada 5 yıl fark var. Bu farklar işe girme yılına göre geriye doğru olduğunda artış göstermekte. 

1976 yılı öncesinde yaş şartı yoktu ve maaş hesaplama katsayısı daha yüksek olduğu için emekliler daha yüksek maaş alabiliyordu. Gelinen noktada maaşlar budana budana açlık sınırının çok altına düştü.

Ha bu arada devlet emekli olduğu yerden çalışmaya devam edenlerin işverenlerine destek vermeyi unutmamış. Üç kuruşluk emekli gelirinin yetersiz olduğunu bildiği için diyor ki “Ey işveren sen emekli olan personelini tekrar çalıştır. Ben işçi  başı sana 500 lira hibe edeceğim.” Ne diyelim yorum sizin…

2.250.000 KİŞİNİN EMEKLİLİK KAZANIMI AZ ŞEY DEĞİLDİR

Morallerimizi bozmayalım, tüm olumsuzluklara rağmen EYT’lilerin kararlı mücadelesi sayesinde 2 milyon 250 bin çalışan emekli olacak. Böyle bir kazanım yadsınamaz. Üstelik bu kazanımların sağladığı ümit ve güven artmıştır.  Nitekim EYT’liler mücadeleye güçlendikleri yerden devam edeceklerini söylüyorlar. Hepimize düşen görev çocuklarımızın geleceği için gereken desteği ve katılımı sağlamaktır. 

Toplumsal mücadele belki zaman ister ama eninde sonunda amacına ulaşır. Halklar mutluluğa ve huzura kavuşur.  Bunun sayısız örnekleri vardır.

 

Yazarın Dİğer Yazıları

  1. Tanrıça Demeter ve Akbelen
    ''Doymak bilmeyen, en sonunda kendi etini yiyerek geberen Kral Ersiton şimdi Muğla Akbelen’de geziniyor. Zalimliğinden bir gram bile kaybetmeden. Akbelen halkı ormanını korumak için direniyor. Limak firması eli silahlı askerleri,…
  2. Göçebe toplumlardan bugüne Göçler
    İnsanlığın ilk eylemidir yürüyüş.  Dört ayak üstünde ilerleyen Homo erectusun,  ayağa kalkarak yürümesiyle başlar uygarlık yolculuğu. Antropolog Marvin Harris’in dediği gibi “ilkin ayak vardı”. Büyük göçün,  günümüzden iki milyon yıl…
  3. Deprem!
    Deprem!
    19 Şubat 2023
    Cellat kürsüde ikiyüzlüce konuşurken, müjde verircesine imar affı diye naralar atılırken, aslında sunulan halkın toplu cenaze namazı davetiyesiydi. İnsanlığının doğa olayları içinde en baş edemediği bir felakettir deprem. İlk çağlarda,…
  4. Serol Teber
    Serol Teber
    25 Ocak 2023
    ''Yeniçağ insanı sorunları kozmik güçlerin yardımıyla çözebileceğine inanıyor, rüya yorumları, fal baktırma, ruh çağırmayla ilgileniyor, bitkisel beslenmeye çalışıyor, arınma dansları yapıyor. Siyasete karşı ilgisiz. Yeşillikler içinde küçücük evinde sakin doğayla…
  5. Mahsa Amini ve Mücadeleci tüm kadınlara
    Bugün İran’da Mahsa Amani’nin öldürülmesi birkaç vicdansız polisin işi değildir. Kanunlar, töreler, gelenekler, dikta rejimi ve ataerkil sistem işbirliği etmiştir. Tıpkı Medusa söylencesindeki gibi. Ama ne mutlu ki Mahsa Amani’nin…
  6. Spartaküs ve Zenci İSyanı
    ‘’Tanrı herkesi hür yarattı, doğa kimseyi köle yapmamıştır.’’ (Alkidamas) Köle ayaklanması denilince ilk akla gelen şüphesiz Spartaküs’tür. Roma dönemine ait olan bu köle isyanını herkes bilir de İslamiyet dönemine ait…
  7. Rıza Şehri
    Rıza Şehri
    29 Nisan 2022
    ''Rıza Şehri’nde ortak paylaşım vardır. Kimse ihtiyacından fazlasını almaz. Zengin fakir ayrımı yoktur. Kapılar kilitlenmez, para kullanılmaz. Paranın yerine değiş tokuş esastır. Birlikte üretilir, birlikte tüketilir.'' Her yerde ve hep…
  8. Baharın Mitosları
    Baharın Mitosları
    28 Mart 2022
    Dünyanın birçok ülkesinde her yıl Newroz bayramı kutlanır. Bizim ülkemizde özellikle doğu illerinde baharın gelişini karşılamak için şenlikler, ritüeller yapılır. Newroz bahar bayramı olmakla beraber politik bir anlamda taşır. Nasıl taşımasın…
  9. cam tavan etkisi
    cam tavan etkisi
    3 Mart 2022
    “Cam ifadesi, engellerin açıkça görülemeyen ve aşılamayan niteliğini vurgulamaktadır. Cam tavan, görülmeyen azınlıkları ve kadınları, yetenekleri ve başarılarını göz önüne almadan şirketin üst basamaklarına çıkmaktan alıkoyan kırılmaz engel“ olarak tanımlanır.**…
  10. Mitoloji öğretiyor
    Mitoloji öğretiyor
    23 Şubat 2022
    Binlerce yıl öncesinden beri var olagelen, masallar, söylenceler, mitler bugün hala fırından yeni çıkmış sıcak ekmek tazeliğinde konuşuluyorsa  bir hikmeti vardır  bunun. Mitler yalnızca konuşuluyor mu..? Elbette hayır!  Yazılıyor çiziliyor,…
  11. Yunus Emre
    Yunus Emre
    31 Ekim 2021
    Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO), 2021 yılını Yunus Emre, Hacı Bektaş Veli ve Ahi Evran yılı ilan etti. Yunus Emre’nin vefatının 700. yılı, Hacı Bektaş Veli’nin vefatının…
  12. Halide Edip Adıvar
    Halide Edip Adıvar
    8 Ağustos 2021
    “Gece, karanlık bir gece... Fakat insanın hayatında sabahı olmayan gece yoktur. Yarın bu korkunç geceyi yırtıp parlak bir sabah yaratacağız. Yalnız ışık geldiği vakit gözümüzü güneşe karanlığı gören baykuşlar gibi…
  13. Özgürlük (2)
    Özgürlük (2)
    17 Temmuz 2021
    Her sistem kendi insanını yaratır. Tüm kurumların örtük faaliyetleriyle, bireyin toplumsal mekanizmaya uygun davranış göstermesi sağlanır. Televizyon, basın, eğitim kurumları, kişinin  başka bir dünya mümkündür şeklinde  düşünmesini istemez. Hem üst…
  14. Özgürlük -1
    Özgürlük -1
    29 Haziran 2021
    “Özgürlük nedir” diye yoldan geçen herhangi bir kimseye sorsanız, muhtemelen şöyle söyleyecektir: “İstediğim zaman istediğim yere gidebilmek.” Kimilerince bu kadar kolay, bu kadar basit algılanır özgürlük. Oysa bu sözcük için insanlık çok mücadele vermiş, çok kan dökülmüştür.   ÖZGÜRLÜK    (1)…
  15. Yalnızlık ve halleri
    Yalnızlık ve halleri
    16 Haziran 2021
    Yalnızlık kimine göre aman çok iyi, kimine göre aman bıktım halleri. Çok iyi diyen de var yalnızlık için, çok kötü diyen de. Cenneti kimilerinin,  kimlerinse cehennemi. Yani bilmeyen yok, yalnızlığın…
  16. Zabel Yeseyan
    Zabel Yeseyan
    3 Haziran 2021
    1915 yılına gelindiğinde, Ermeniler için büyük kıyım başlamıştır. Osmanlı hükümetince tutuklu listesine alınan 214 Ermeni aydın içinde, tek kadın olarak Zabel Yesayan vardır. Genç yazar, bunun üzerine İstanbul’da bir hastanede…
  17. Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Kadın Dergileri
    Osmanlı İmparatorluğu sınırları içinde ilk kez Rum Kadınları, Kypseli isimli kadın dergisi çıkarır. Editörü Efrosini Samarcidis‘dir. 1845 yılında İstanbul’da Rumca yayınlanan  Kypseli dergisi, 34 sayı çıkartılır.   “Şurasını iyi bilmek gerekir ki, ne…
  18. Osmanlı'dan Cumhuriyet'e kadın Dernekleri
    ''Bu arada ilginç bir şey olur; Çarşaf yasaklanır. Evet, yanlış duymadınız, kadınların çarşaf giymesi men edilir. Tarih 2 Nisan 1892’dir. Sanmayın ki kadınlara özgürlüktür sebebi. Padişah Abdülhamit, siyasi nedenlerle güvenlik…
  19. Bacıyan-ı Rum: Anadolu Kadınlar Birliği
    Ahilerin helâl para kazanması gerekir. Bu hem vaciptir, hem sünnettir. Her kimin ki, meslek ve sanatı yoksa ona fütüvvet değmez. Ahinin 18 dirhem gümüş sermayesi ve mutlaka bir işi olmalı,…

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…