En uzun gün ve olasılıklar

Mehmet Özgen

30 Mart 2014
En uzun gün ve olasılıklar

Yolsuzluk operasyonları, Suriye üzerine savaş planları, provokasyonlar, sadece hükümet üyelerini değil, ilişkili sermaye gruplarını, sivil-asker bürokrasinin üst tabakasını suç ortağı durumuna düşürmüştür. Tarihte hiç bir devlet yönetimi, 2.dünya savaşının sonrasında Nürnberg'de yargılanan Nazi iktidarı dışında, böylesine çaplı bir suç işlememiştir..

1. Mevcut iktidarın yapısını doğru tanımlamamız gerekiyor. AKP devletle tamamen içiçe geçti. Cemaat kadrolarını da büyük ölçüde temizledi ve temizliyor.. Bürokrasi daha da homojenleşti. Son tapelerde genelkurmayın da safi belli oldu. AK Paşalar AKP kurmayları ile birlikte Suriye planı yapıyorlar: şeriatçı çetelerlele yanyanalar..Süleyman Şah Türbesi'ne devlet eliyle bomba attırıp ardından bunu gerekçe göstererek Suriye'ye savaş açma planları, bu plan ses tapelerinden önce Kılcdaroğlu tarafından "AKP, seçim öncesi Suriye'ye yönelik bir müdahale için zemin oluşturmaya çalışıyor, TSK bu oyuna ortak olmamalı" şekilndeki uyarısıyla deşifre olunca bu AK Komutanlar "CHP tarihinde böyle bir genel başkan görülmedi. Devlet sorumluluğu nedir bilmiyor. Kılıçdaroğlu'nun genel başkanlıktan devlet gücüyle koltuğundan uzaklaştırılması gerekiyor" diyorlarmış. Durum bu kadar net..

Yani diğer herhangi bir partiden farklı olarak, AKP-devleti, ideolojisi siyasal islam olan faşist bir diktatörlüktür. Muhtemelen Müslüman Kardeşlerin Türkiye koludur. Arada organik ilişkiler olması muhtemeldir.. Mısır'daki darbe günlerini hatırlayın.. Erdoğan açıkça ideolojik bir tutum aldı. Uluslararası diplomasi kurallarını bir kenara koydu. NATO üyesi olduğunu unutup Batıyı eleştirdi.

2. AKP cemaat gibi devlet imkanlarını kullanarak korporatist bir yapı kurdu, faşist bir kitle tabanı oluşturdu. Bu yüzden yerel seçimlerde alacağı oy, eğer hile olmazssa, yüzde 35 civarında olacaktır.. (Kemik oyu 25-30 civarındadır.) Ama hile ile bu oran% 40-42 olabilir..

3. AKP faşizmi Hitler nazizmiyle çok benzeş.. Seçimle iktidardan gitmeyeceklerdir. Bu nedenle seçim sonrası hangi oy oranını alırsa alsın Türkiye'nin önünde güçlü bir iç savaş olasılığı vardır. Çünkü hırsızlığı ortaya çıkmış, bölgesel çapta bir suç örgütü kimliği belirginleşmiş bir yapıdır.. EL Kaide, Nusra gibi örgütlerle ilişki içinde olup gerekirse bu örgütleri içerde kullanabilir. AKP tabanından bir çok kişi Suriye'de bunlarla birlikte savaşıyor. Bu çetelerin içerde de AKP'nin paramiliter güçleri olarak rol alacakları beklenmelidir. Eli sopalı, satırlı ve Okmeydanı'da görüldüğü gibi silahlı güçler olarak.

4. Bundan sonra AKP'nin iktidarda kalması ancak baskı ve şiddeti artırarak mümkündür. Çünkü meşruiyetini yitirmiştir. 3,5 aydır hırsız diye bağırılan bir başbakan ve hükümet var.. Rüşvet. yolsuzluk ve kamu malını gasp gibi suçları örtbas etmek için yargıyı kendine bağlamaktan, devlet içinde, özelllikle emniyet içinde tasfiyelerden çekinmedi. Muhalefetin başka türlü davranma, uzlaşma şansı da yoktur. Özellikle CHP'nin varlık koşulu da Erdoğan'ın iktidardan uzaklaşmasına ya da AKP ile çatışmasına bağlıdır. Bu yüzden ilk iş AKP'nin 28 şubat'ta DYP'ye yapıldığı gibi bölünmesini sağlamak olacaktır. Ancak bu da eğer AKP % 40'in altında oy alırsa daha mümkün hale gelebilir..

5. Bu 28 şubat taktiği ile birlikte, a) Erdoğan'ın uluslararası mahkemede yargılanması neredeyse kesin gibidir. b) Öte yandan, OECD'nin Türk hükümetini kara para aklama konusunda şu andaki gri listeden kara listeye alması sözkonusudur. Bütün bankalar kara para trafiğinin içinde olduğu için (altın mevduat hesapları kara paranın aklandığı hesaplardır) bankacılık sistemi felç olacaktır ve dolayısıyla ekonomik kriz derinleşecektir.

6. Erdoğan kliği de bu ihtimalleri görüyor. Mısır örneği henüz sıcak.. O yüzden, Rusya, Çin ve İran'la yakınlaşma politikası izledi. (İran petrolüne Rıza Serrap'lar vasıtasıyla altınla ödeme yapmak, böylece İran'a uygulanan ambargoyu delmek, yani kara para aklama işinin bir karşılığı olmalı)..
Ayrıca Erdoğan, BAtı ve Doğu (Rusya) arasında şu anda en önemli mesele olan Ukrayna ve Kırım üzerindeki çatışmayı fırsat olarak değerlendirebilir. Bu özellike Suriye'ye provokatif bir saldırı için sözkonusu. Tabi bu saldırı, seçim sonrasında topyekün muhalefetin muhalefet etme şiddetine de bağlı. Seçimlerde geniş çaplı hile gündeme gelirse, bunun yaratacağı tepkiyi bastırmanın yollarından biri Suriye'ye saldırmaktır. Önümüzde cumhurbaşkanlığı seçimleri de var. Erdoğan güçler dengesini kendi lehine değiştirebilmek için de, Suriye bir kozdur.

7. ABD ya da Batı veya emperyalizm, Türkiye'de bir tür turuncu "devrimi" denemeyi tercih edebilir.. Bunun için sokak eylemlerini destekleyecektir.
Bu noktada devrimci ve sosyalist hareketin tutumu çok önemlidir.. Sahnede Turuncu 'devrim' de olsa, bu devrimciler için bir imkandır.. Kitlelerin içinde yer almak ama stratejik bir siyaset izleyerek gerçek bir devrim için önderlik etmek.. Dolayısıyla Kürt hareketinin tavrı da çok belirleyici bir düzeye gelecektir. Birleşik mücadele şarttır.. Bu tarihsel koşulda birleşik mücadele dışına çıkan hiçbir politika hayırhah bir tutumla karşılanamaz. Bu hem KÜrt hareketi ve hem de Solun bazı kesimleri için geçerlidir.. Sevindirici olan KCK'nın durumun farkında olduğunun işaretini veren bir tutum izliyor olmasıdır.

Eğer doğru bir stratejiye dayalı tutarlı bir siyasal önderlik oluşturulabilinirse, kitlelere güven veren bir siyaset izlenirse, halk devrimini mümkün kılan şartlar hızla oluşabilir. Bu bir irade işidir. Yani solun ve Kürt özgürlük hareketinin buraya odaklanması ile ilgilidir. Bazen toplumsal sistem bütün parametreleri ile çok duyarlı hale gelir, o zaman küçük bir itilim, ama uygun zamanda, uygun biçimde ve doğru yerden verilecek bir itilim, büyük sonuçlara yol açabilir.. Türkiye toplumu tam da bu kıvama gelmiştir..

7. Sonuçta Geziye bir başka gözle bakmak lazım.. Gezinin bileşenleri önümüzdeki stratejinin ne olması gerektiğinin işaretlerini verdi. Açıkça söylüyorum, ulusalcı cenahta sol sloganlarla yer alan kitleleri kazanmak, Kürt hareketiyle kardeşleştirmek zorundayız. Bunun bir yolu, Kurtuluş savaşını ortak bir tarihsel referans olarak almaktır.. Kurtuluş savaşını, iki halkın ortak savaşı olarak almadan ortak bir bilinç oluşturulamaz. 1921 anayasası referans alınırken işin bu yani es geçilemez. Buradan hareketle, Cumhuriyetin değerleri denen şeylere de dudak bükemeyiz.. Hayat bunu gösterdi.. 4+4+4'e karşı çıkarken tersinden Cumhuriyetin değerlerini savunmuş olmuyor muyuz? Laiklik, devletçi vs, her ne kadarsa, demokrasinin ve özgürlüklerin vazgeçilmez koşulu olduğu anlaşılmadı mı?

İster yarım ister tam gerçekleşmiş olsun, burjuva devriminin kazanımları bizim için ayağımızı basacağımız zemindir.. Bu, başka bir deyişle, 'Aydınlanmanın evrensel değerleri bizim için hareket noktasıdır' demektir. Sol, Marksizm buradan çıktı. Nokta. Marx'a, Lenin'e nereye bakarsanız bakın bu böyledir. Ve bu devrimin ideolojik önderliği ile onun toplumsal gelişmeyi sağlayan nesnel sonuçlarını birbirinden ayırdetmeliyiz artık.

Bugün geldiğimiz nokta daha geriye hatta ortaçağdan daha geriye itilmektir. Çünkü teknolojiden, sermayenin çıkarları için dünyayı yakma tutkusundan beslenen gericilik, ortaçağdan kat be kat daha gerici ve barbardır. Bu barbarlık Suriye'de yaşanıyor. 

Gezi direnişinde insanlar sadece sermayenin kent talanına, doğayı tahribine karşı çıkmadı: iktidarın, yaşam tarzına, aydınlanmadan tevarüs eden özgürlüklere, seküler toplum anlayışına müdahalesine de karşı çıktı. Korku duvarı a
şıldı orada. Türkiye çapında toplam11 milyon insan eylem ve direnişlere katıldı.. Halkın çoğunluğu AKP'nin ne olduğunun, gitmesinin kendisi için, yaşam tarzı için yaşamsal olduğunun farkına vardı. O yüzden iki yol var: ya teslimiyet ya da direniş.. Bence insanlar bunun farkında.. Ama tutarlı, devrimci bir siyasal önderlik yok.. Temel sorunumuz budur..

8.Bunun için sosyalist, sol ve demokrat partilerin alacakları oy oranı şu noktada çok önemlidir. Çünkü seçim sonrası siyasi mücadele bu oranlardan moral güç alarak yükselebilecektir. Sözünü ettiğim itilim'in temel bir katalizörü de budur. Dolayısıyla ben il genel meclisi üyelikleri seçiminde sosyalistlerin kesinlikle HDP'ye oy vermesinin doğru olduğunu düşünüyorum. HDP'nin yetersizlikleri, henüz stratejik bir perspektiften yoksunluğu olsa da, sosyalistlerin ve BDP ile birlikte Kürt özgürlük hareketinin birleşik bir güç olarak ağırlığının görünür olması bu süreçte çok önemlidir. Öte yandan temelde yaşam tarzı kaygısıyla ki bu haklı bir kaygıdır, CHP'nin başkan adaylarına oy verilmesinin ilkesel bir hata olduğunu düşünmüyorum.

9. Bence mevcut siyasal güçleri faşizme karşı mücadele açısından değerlendirmek gerekir. Evet CHP, merkeze kaydı, bilinçli bir taktik olarak. Merkezin oylarını almak için.. Bu da onu fiilen MHP ile yakınlaştırdı. Cemaatten de oy almak istemesi bu açıdan doğal. Oy almak için merkeze oynarsanız mekezin sağındaki güçlere daha yakın olursunuz.. Sonuçta CHP-MHP-Cemaat koalisyonu fiilen ortaya çıktı. Bu şu ana kadar bir seçim stratejisi olarak görünüyordu. Bu koalisyonla eski rejimle şimdikinin ortalamasını alacak olan bir resterasyon dönemi planlandığını söyleyebiliriz. Düzen karşıtı bir radikalizmin frenlenmesi için de planlayıcıları tarafından düşünülmüştür. Ancak bu koalisyon seçimlerden sonra değişebilir. Dediğim gibi taban zorlayıcı olacaktır. Ve bu büyük ölçüde sosyalistlerin ve Kürt özgürlük hareketinin izleyeceği politikalara, özellikle yukarda değindiğim ulusalcı kesimlere yönelik stratejik yaklaşıma bağlıdır.

10. Kılıçdaroğlu 'barış sürecinin kendileriyle devam edebileceğini. sürecin kimsenin tekelinde olmadığını' söyledi.. Bu aslında seçim sonrası izlenecek politik stratejinin ipuçlarından biri oldugunu düşündürtüyor. Onlar da farkındaki Kürt hareketiyle yakınlaşmadan AKP iktidarı devrilemez. Bunu teşvik edici bir tavır içinde olmak gerekir.

Sonuç olarak seçimler, sandıklar açıldığı andan itibaren herşeye gebedir. İç savaş dahil.. Çünkü seçimlerde hile, sabotaj, hırsızlık yaygın bir şekilde kullanılırsa, Kitlelerin öfkesinin arttığı bu noktada, bunu kimse sineye çekmez. Seçim akşamı fitil ateşlenmiş olur.

Ben şu noktadan bakıyorum.. Devleti ele geçirmiş, onu kendi ideolojisine göre şekillendirmiş, toplumu da kendi siyasal islam anlayışlarına göre dönüştürmekte olan bir iktidar partisi ne yapar? Kitle tabanı nasıl düşünüyor? Adı hala Cumhuriyet olan ve parlamenter demokrasiyle yönetilen kabuk haline dönüşmüş bu devlet soyuluyorsa, bu, o kabuğu çatlatıp çıkacak kendi devletleri için yapılıyordur. Kendilerinden önceki zenginlere, siyasilere, aydınlara, kin beslemektedirler, onların sermayelerini, birikimlerini talan etmek onlar için "ganimet"tir. İşte bu kabuk, cemaatin "ihanetiyle" erken çatladı. Zaafları bu.. Dolayısıyla ellerindeki güce daha sıkı sarılıp amaçlarını gerçekleştirmek isteyeceklerdir. Buna mecburdurlar. Çünkü yolsuzluk operasyonları, Suriye üzerine savaş planları, provokasyonlar, sadece hükümet üyelerini değil, ilişkili sermaye gruplarını, sivil-asker bürokrasinin üst tabakasını suç ortağı durumuna düşürmüştür. Tarihte hiç bir devlet yönetimi, 2.dünya savaşının sonrasında Nürnberg'de yargılanan Nazi iktidarı dışında, böylesine çaplı bir suç işlememiştir..
**

Bugün Türkiye'nin son 30 yıllık tarihi içinde yaşanacak en uzun gün..
İçi boşalmış eski rejimin resterasyonu mu, tarihin posası mevcuda teslimiyet mi yoksa umuda yolculuk mu? Devrim mi restorasyon mu? Soru bu..

 

Yazarın Dİğer Yazıları

  1. Fareler, Muktedirler ve Seçim
    ''Ancak halk iradesinden, tarihin kenefine süpürülmekten korkan bu gasp ve soygun çetesi her şeyi yapabilir. Çünkü Nazım'ın dediği gibi 'hiç bir korkuya benzemez halkını satanın korkusu.' Satmanın dışında, cinayetlerle, katliamlarla…
  2.  TİP’in kararı, HDP’nin Çengiz Çandar Tercihi
    TİP’in seçimlere İttifak içinde, Yeşil-Sol Partiden ayrı olarak kendi logosuyla girme kararı, buna karşılık HDP’nin Hasan Cemal’i ve özellikle Cengiz Çandar’ı aday göstermesi üzerine tartışmalar devam ediyor. Bu tartışmalar, yakın…
  3. Faşizm ve İç Savaş
    Faşizm ve İç Savaş
    30 Haziran 2022
    Erdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze alan bir politika izledikleri bugün daha net görünüyor. Emareler, eğilimler daha belirgin. Elbette ki iç savaş iki karşıt…
  4. Devrimci durum ve Emek Cephesi
    Devrimci siyaset kurulu düzen içinde ‘’daha iyi bir toplum’’ mücadelesi yürütmek değildir. Böyle görüldüğünde mücadele ve siyaset rutin bir prosedüre ya da protestoculuğa indirgenmiş olur. Devrimci siyaset verili olanı daha…
  5. Kurucu Meclis, Halk ittifakı ve HDP
    Bugün bizde 2001’in Arjantin durumu yok; mafyala?m?? fa?ist bir rejim var. Bu nedenle, böyle bir otokratik rejimin cenderesindeki bir ülkede Kurucu Meclis, sadece bir anayasa yap?m yöntemi olamaz. Ülkenin ve…
  6. Mihri Belli’den kalan: Devrimin güncelliği
    ''Geçmişin devrimcilerini, sosyalist eylemcilerini, sadece yaşamlarını devrime adadıkları için değil, örnek mücadeleleri ve harekete düşünsel ve pratik katkıları ile de değerlendirmeli ve anmalıyız. Bu, öncelikle, onların pratiklerini eleştirel süzgeçten geçirerek…
  7. Güzel bir insan, kararlı bir devrimci: Şaban Ormanlar
    Şaban Ormanlar entelektüel birikimi olan, demokrasi ve sosyalizm mücadelesinde özverili katkıları kadar marksist hareketteki teorik tartışmaları da takip eden onurlu, dürüst bir insan ve kararlı bir komünistti. Onu ilkin TRT…
  8. Faşist MHP Kapatılmalıdır!
    Bu partinin mafya liderleri ile, eski kontrgerilla artıkları ve Susurluk çetesi ile iç içe geçtiği, dolayısıyla, hem insanlığa karşı, hem de mafyatik suçların ODAĞI olduğu görünen bir gerçek. Peki, bunlar…
  9. Finale  Doğru
    Finale Doğru
    26 Nisan 2021
    Biliyorsunuz iktidarın, içeriği artık ayan beyan olan 2023 hedefi var.. Cumhuriyeti 100. cü yılında ilga edip onun yerine otokratik islamcı bir devletin ilan edilmesi. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ya da tek-adam…
  10. Yeni-Osmanlı Galaksi İmparatorluğu:)
    Kainatın efendisine naçizane teklifimiz şudur ki, Aya gidecek ilk kafile, Hz. Nuh’un kendisine inanmayarak gemiye binmeyen oğlunu ikna etmek için ‘’cep telefonu ile görüştüğünü’’ ortaya koyan İÜ Deniz Bilimleri Fakültesi…
  11. Seçimler Amerikan toplumundaki yarılmayı açığa çıkardı
    Pensilvanya’daki seçimleri önde bitirmesiyle 20 delege daha kazanması kesinleşen Biden, 46. ABD başkanı olarak anılmaya başlandı bile. Şimdiki tartışma, Trump’ın White House’tan nasıl çıkartılacağı üzerine. Bilindiği gibi, 65 milyonu aşkın…
  12. Egemen paradigmanın içindeki ‘Muhalefet’
    Öznel müdahalenin öncelikle yönelmesi gereken hedeflerden biri, bütün hareketlerde, ama özellikle emek hareketinde emekçi demokrasisini (proleter demokrasiyi) örgütlemek yerine kendi grupsal iktidarını örgütleme anlayışıdır. Bunun devrimci Marksizmle bir alakası yoktur.…
  13. Devletin emperyalist siyaseti, faşizm ve Kürt sorunu
    Krizin görüngülerinden biri ABD hegemonyas?n?n çökmekte olu?u. Büyük ihtimalle hegemonya krizi çoklu seçeneklerle uzun süre devam edecek. Bu seçenekler ?imdilik Çin, Rusya, Hindistan olarak görünüyor. Bölgesel hegemonya mücadelesi içinde olanlar…
  14. Dayanışma
    Dayanışma
    21 Mayıs 2020
    Sosyalist politika, geleceği bugüne izdüşüren bir yaklaşımla hareket eder. Bir başka deyişle onun temeli, alternatif bir toplumsal ilişki biçimini geliştirmektir. Bu ilişki biçimi, egemen ilişki tarzına karşıt alternatif nüve olarak…
  15. AKP-MHP’li vekiller deyyusların ‘siyasi’ temsilcileri mi?
    Bu iktidara kar?? direni? anayasal bir hakt?r ve me?rudur. Ait oldu?u yere, tarihin çöplü?üne gönderilmesi ya?amsal oldu?u kadar art?k ahlaki bir sorundur. Fezlekesini yazman?n zaman? çoktan geçti bile.. ?nfaz yasas? koronavirüse…
  16. Cumhuriyeti mi, tasfiyesini mi kutluyorsunuz!
    Zira Cumhuriyetin ilkeleri, başta laik sistem, onun birincil uygulama alanı eğitimin akla ve bilime dayalı temelleri yok edilmiş durumda. Devlet aygıtları islamileştirilmiş, cumhuriyet ordusu, Son Suriye harekatının da gösterdiği gibi,…
  17. Marksist Devrimci olarak Mihri Belli
    16 Ağustos 2011'de aramızdan ayrılan Mihri Belli'yi, devrimci eylemin önde gelen simalarından ve önderlerinden biri olarak anıyoruz.. Aşağıdaki yazı O'nun yoldaşlarından Mehmet Özgen'e ait. Özgen, bu yazıyı Mihri Belli'nin ardından 2012…
  18. Cumhur ittifakı değil Cürüm ittifakı
    Demokrasiye, özgürle?meye en çok ihtiyac? olanlar, elbetteki emekçi s?n?f ve katmanlard?r, kad?nlard?r.. Bu nedenle, Emek ve Kad?n Cephesi, anti-fa?ist mücadelenin, kürt halk?n?n da taleplerini kapsayan demokratik cumhuriyet mücadelesinin itici gücü olarak…
  19. İkili kriz: hem iktidar hem muhalefet
    Ortada giderek gerçekli?i su yüzüne ç?kmakta olan bir iktisadi kriz olmas?na, bunun da diktatörlü?ü beka endi?esine sürüklemesine ve toplumun her türlü hile ve bask?ya ra?men direncini sürdürüyor olmas?na kar??n, muhalefet…

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…