İki aşamalı faşist Temmuz Darbesi

15 Temmuz 2021
İki aşamalı faşist Temmuz Darbesi

Aslında iki aşamalı tek bir darbe var. Birinci aşaması, Uzun bıçaklar gecesi dediğim 15 Temmuz gecesi.. Hizip tuzağa çekilip tasfiye ediliyor. İkinci aşama 20 temmuz.  Erdoğan’ın ‘’Allah’ın lütfu’’ dediği ’Darbe girişimi’’ gerekçe gösterilerek parlamentodan AKP ve MHP oyları ile OHAL kanunu geçiriliyor.

Erdoğan’ın Malazgirt Savaşı, İstanbul’un fethi ve Çanakkale savaşı ile eşdeğerde gördüğü ve bir zafer olarak tanımladığı 15 Temmuz darbe girişiminin bastırılması, aslında iki müttefikin, Erdoğan ve Gülen’in (Hitler ve Röhm gibi) iktidarı paylaşmakta anlaşamaması sonucunda birinin diğerini tuzağa düşürdüğü kanlı bir gündür. Hitler’in Röhm kuvvetlerine, SA’lara karşı tertiplediği ‘’Uzun Bıçaklar Gecesi’’ gibi bir terör günü. Bayram dedikleri budur.

Köprüde, oraya getirilmiş askeri öğrencelerin ve erlerin boğazlarını palalarla kestikleri kara bir gün; tıpkı uzun bıçaklar gecesindeki gibi. Erdoğan’ın çağrısıyla siyasi İslamcıların, cihatçıların terör estirdiği, sonuçta 251 vatandaşın öldürüldüğü gün. 

Faşizmin kan banyosu..

15 Temmuz’dan 3 gün sonra yazdığım yazıda şu benzetmeyi yapmıştım:

Bu ‘’Hitler’in sahnelediği uzun bıçaklar gecesi’ni andırmaktadır. Bilindiği gibi, Hitler, başbakan (şansölye) olduktan sonra, Alman Nasyonal Sosyalist İşçi Partisi’inde birlikte olduğu Röhm’ü ve liderliğindeki SA’ları politik gücüne karşı tehdit olarak görmeye başlamıştı. Cumhurbaşkanı Hindenburg yaşlı ve hastaydı ve Hitler'in yanısıra Röhm de yerine geçmek istiyordu. Bir ikincisi, Röhm, ulusal savunmayı SA’ların üslenmesini talep ediyordu. Dolayısıyla, generaller de Röhm ve SA’lardan rahatsızlık duyuyor, Hitler’den tasfiye edilmelerini istiyordu. Sonuçta Hitler, sokak gücüyle kendisini iktidara getiren, tıpkı cemaat gibi devletin kılcal damarlarına sızmış yüzü aşkın SA kadrosunu, 30 Haziran 1934 gecesi, SS kıtalarına ve Gestapo’ya öldürttü. 1950’lerde bu sayının bin olduğu tespit edilecekti. Röhm hapsedildi ve daha sonra orada öldürüldü.

Bu olaydan bir süre sonra ölen Hindergburg’un yerine Hitler geçer ve başbakanlıkla cumhurbaşkanlığını birleştirir ve Fuhrer olur..’’

/.../uzun-bicaklar-gecesi-ve-ic...

Ne kadar tanıdık bir hikaye değil mi?

**

‘’15 temmuz Temmuz Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu’’nun raporu neden kayıp?

 Komisyon 4 Ekim 2016’da çalışmalarına başlamış, muhalefet partilerinin uzatma talepleri AKP’li başkan tarafından reddedilmiş, sonuçta 639 sayfalık rapor 4 Ocak 2017 de tamamlanmıştı. Meclis başkamı ismail Kahraman’a verildikten sonra, raporun basılıp milletvekillerine dağıtılması gerekirken bundan vazgeçilmiş. 

Neden?

Cumhuriyet yazarı Barış Pehlivan bugünkü yazısında AKP kulisinden topladığı bilgilere göre ‘’Eğer TBMM, bu 15 Temmuz raporunu resmi olarak basarsa... 1- AİHM bu raporu delil kabul eder ve darbeye bire bir karışanlar dışındaki FETÖ’cüleri aklar.  2- FETÖ yargılamaları siyasi ayağa da sıçrar’’ 

Bunun üzerine Erdoğan raporun yayınlanmasını engelliyor.

Pehlivan, önceki gün Halk Tv’deki programda, o günkü AKP’li komisyon başkan yardımcısı, bugünün Gelecek Partisi genel başkan yardımcısı Selçuk Özdağ’a soruyor. ‘’Doğrumudur’’ Doğrudur cevabı alıyor.

O gece her şeyi bilen, aslında bilmemesi suç olan iki kurum var: Genelkurmay Başkanlığı ve MİT Müsteşarlığı.

O gece bu makamlarda Hulusi Akar ve Hakan Fidan oturuyordu. TBMM’de kurulan 15 Temmuz Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu her ikisine de çağrı yaptı. Ancak gelmediler. Sadece “bilgilendirme notu” göndermekle yetindiler. Kendilerinin ifadesini almak isteyen savcı da görevden alınıyor.

Yani Darbe girişiminin araştırılması engellendi.. 

Sadece bu olgulara bakarak bile şunu söyleyebiliriz:

Aslında iki aşamalı tek bir darbe var. Birinci aşaması, Uzun bıçaklar gecesi dediğim 15 Temmuz gecesi.. Hizip tuzağa çekilip tasfiye ediliyor. İkinci aşama 20 temmuz.  Erdoğan’ın ‘’Allah’ın lütfu’’ dediği ’Darbe girişimi’’ gerekçe gösterilerek parlamentodan AKP ve MHP oyları ile OHAL kanunu geçiriliyor.

OHAL faşizmi ile ilan edilen KHK’larla birlikte temel insan hakları askıya alınmış, yargı kararı olmaksızın 4009’u KESK üyesi olmak üzere 108 bin 25 kişi kamu görevlerinden ihraç edilmiş, 1100 Eğitim-Sen’li sürgün edilmiş yüzlerce dernek, basın-yayın kuruluşu kapatılmış, yüzlerce gazete, haber sitesi ve dergi kapatılmış, onlarca gazeteci yazar hapse atılmış, bağımsız ve tarafsız yargı mumla aranan bir hayalete dönüştürülmüştür. Gözaltı terörü ile birlikte, İlk ilanda 30 gün, sonraki düzenleme ilanı ile 7+7 uzun gözaltı süreleri ile birlikte binlerce yurttaş mağdur edilmiş, cezaevlerinde görüş, iletişim hakkı vb haklar askıya alınmış, vatandaşlıktan atma yasaları çıkartılmış ve baskı olağanlaştırılmıştır. 

Ardından olağanlaştırılan OHAL faşizmi koşullarında Başkanlık Referandumuna gidilmiştir. Hayır çalışmalarının ağır saldırı ve eşitsiz koşullar altında gerçekleştirildiği referandumda, yargının bütünüyle ele geçirilmesi ile birlikte YSK eliyle 2.5 milyon mühürsüz oy için yapılan değişiklik, referandum sonuçlarını kabul edilemez ve gayrı meşru kılmıştır..

2018 şaibeli seçimlerinin ardından ise Cumhur ittifakına dayanan ve adına Cumhurbaşkanlığı hükümet sitemi denen yönetim şekliyle faşist diktatörlüğün inşası tamamlanmıştır.

Mehmet Özgen

 

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…