Deprem Sonrası Emekçilerin Durumu

5 Mart 2023
Deprem Sonrası Emekçilerin Durumu

''Yardım çalışmalarına katılmak için gönüllü olarak deprem bölgesine giden Akkuyu NGS'de taşeron İntens İnşaat bünyesinde çalışan 30 emekçi tazminatsız şekilde işten çıkarıldı. Malatya’daki Mil-May Tekstil adlı fabrika, “evimiz yıkıldı, yakınlarımızı kaybettik, bu halde işe nasıl gelelim” diyen işçilerin mesaj yolu ile iş akitlerini feshetti.''

Deprem Sosyal Sınıf Ayırımı Yapmaz ama Sonuçları Sınıf Farklılığını daha da belirginleştirir.

6 Şubat 2023 günü sabahın erken saatlerindeki iki büyük deprem ve ardından gelen yeni depremlerle Türkiye’nin 11 kentinde büyük bir yıkım yaşandı. Resmi açıklamalara göre 45 bini aşkın insan hayatını yitirdi. Milyonlarca insan, aradan bir ay geçmiş olmasına rağmen hala sağlıklı barınma hakkından uzakta, aç, susuz ve salgın tehdidi altında. Deprem bölgesinin birçok merkezinde tarımda ve sanayide üretim kısa sürede ayağa kalkamayacak durumda. Bunun anlamı, zaten yaşam mücadelesi vermekte olan milyonlarca kişinin kısa sürede bir işe, dolayısıyla her ne düzeyde olursa olsun bir gelire ulaşma olanağına daha uzun bir süre kavuşamayacağıdır.

Altı şubatta on bir ilde meydana gelen depremde, cehennem kapıları açılmış zebaniler kol gezerken, ranta kurban giden canlar için tüm ülke tek yürek olarak hareket etti. Deprem bölgesinde yıkılan evler tek tek sayılırken, sanayi siteleri, yıkılan fabrikalar ve iş yerleri hakkında hiçbir haber basında yer almadı.

Depremin yol açabileceği sorunların en az seviyede yaşanmasını sağlamaktan sorumlu olanların, ihmal ya da liyakatsizlikleri ve koordine olamayışları nedeniyle bu doğal afetin bir felaketle sonuçlandığı dile getirildi. Bu tespit doğru ancak eksiktir. Yaşadığımız felaket, bir ihmalin değil, bilinçli sınıfsal tercihlerin bir sonucudur. Kendi kişisel menfaatleri ve kazançlarını, savunmasız ve örgütsüz halkın refahından, yaşama hakkından üstün görenlerin yol açtığı bir felaketle karşı karşıyayız.

Son bir yılda iyiden iyiye derinleşen yoksullukla mücadele etmekte olan emekçiler, şimdi yeni bir zam ve işsizlik dalgası ile yüz yüze. Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, Şubat ayı açlık sınırını 10.259 lira, yoksulluk sınırını 28.563 lira olarak açıkladı. Açlık sınırı altında çalışan emekçiler borç yükü altında ezilirken, işlerini kaybetmemek adına köle düzenine isyan edemiyorlar.

Deprem Bölgesinde; 

Kaç fabrika yıkıldı? 

Kaç iş yeri kullanılamaz hale geldi?

Kaç emekçi işsiz kaldı? 

Kaç emekçi iş başındayken depreme yakalandı?

Sorduğumuz sorulara yazılı ve görsel medyada yeterli cevap bulamasak da, sosyal medyada hayata tutunmaya çalışan depremzedelerin haykırışları duyuluyor.  

Adana'da meydana gelen 3,7’lik deprem sonrasında çinko madeninde göçük oluştu. Göçük altında kalan bir işçi yaşamını yitirdi.

Gaziantep’te 6,4’lük deprem anında Kaplanser Halı'da çalışan işçilerin dışarıya çıkmaları patron tarafından "Bir şey olmaz, yapacak bir şey yok, çalışın" denilerek engellenmeye çalışıldı. İşçiler patrona rağmen iş bırakıp dışarı çıktılar.

Kaplanser Halı ve diğer tekstil fabrikalarında yaşanan benzer durumlar sonrasında işçilerle bir araya gelen BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen işçileri işe gitmemeye ve sendikalı olmaya çağırdı. 

On yıldır atanamayan öğretmen Meltem Köse; reçel atölyesinde çalıştığını fakat depremden dolayı iş yeri kullanılamaz halde olduğu için işsiz kaldığını açıkladı. 

Malatya’daki Mil-May Tekstil adlı fabrika, “evimiz yıkıldı, yakınlarımızı kaybettik, bu halde işe nasıl gelelim” diyen işçilerin mesaj yolu ile iş akitlerini feshetti.

Depremzedeler işten atılıyor. Deprem bölgesine yardım için giden emekçiler işten atılıyor. Ya da Madenciler gibi yıllık izinleri gasp ediliyor. Maden emekçisinin TV kanallarından işvereninin deprem bölgesine gidenler için yıllık izninize sayarım, söylemi hafızamıza kazındı. 

Zonguldak madencileri gibi, Adıyaman Kâhta’da kurye olarak çalışan Baran Kaman, depremde gönüllü olduğu ve enkaz altında kalan hayatların kurtarılması çalışmalarına katıldığı için işe gidemedi ve işten atıldı. 

Yardım çalışmalarına katılmak için gönüllü olarak deprem bölgesine giden Akkuyu NGS'de taşeron İntens İnşaat bünyesinde çalışan 30 emekçi tazminatsız şekilde işten çıkarıldı.

Ülkenin güneydoğusu depremin yaralarını sarmayı beklerken, ülkenin diğer bölgelerinde sömürü düzeni var hızıyla devam ediyor. Emekçiler hak gaspları için ayaklanıyor. Örgütlü ve güçlü emekçi sendikalar olduğu sürece emek kazanacaktır. Fakat fabrikalara, atölyelere sendikaların girmesi kolay olmuyor. Sendikaya üye olan işçiler mobbinge maruz kalıyor ya da işten atılıyor. Tıpkı Elif Plastik'te Lastik-İş üyesi olan 8 işçinin sendikalı olduğu için işten atıldığı gibi. İşten atılan emekçiler fabrika önünde işten atılmalara ve sendikadan istifa etmelerine yönelik baskılara karşı basın açıklaması yaptılar ve sendikal mücadeleyi savundular.

Derinleşen ekonomik kriz altında alım gücü azalan emekçiler yaşam mücadelesini zor sürdürüyor. Az sayıda da olsa örgütlenmiş emekçiler ek zam ya da iş yavaşlatma eylemlerine başladılar. Kapitalist patronların yanında olan sarı sendikalardan istifa ediyorlar. Sendikaların emekten yana olduğu, emekçilerin yönettiği örgütlenmenin önünü açan yasalara ihtiyacımız var. 

Ümraniye Dudullu Organize Sanayi Bölgesindeki Gamak Motor Sanayii A.Ş’de çalışan işçiler ek zam talepleri kabul edilmeyince iş durdurdu. İş bırakmanın ardından patron ve Öz Çelik-İş arasında yapılan görüşme sonrasında işçiler zorla ücretsiz izne gönderildi. Üyesi oldukları Özçelik-İş’in patronla iş birliği yaparak arkalarında durmamalarına karşı işçiler sendikadan toplu olarak istifa etmeye başladılar.

Yine;  Mersin Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nde çalışan işçiler, %10’luk sefalet zammına karşı iş bıraktı. İşçiler, "Hepimizin ailesi var, üç dört çocuğu olan nasıl geçinecek? Biz kolay bir iş yapmıyoruz." açıklamalarında bulundular. 

Depremin ardından İşçi Emekçi Birliği’ne bağlı işçiler; ‘’Tüm sorumlular hesap verecek ve Deprem değil kapitalizm öldürür’’ sloganları ile Mecidiyeköy Cevahir AVM önünde yapmak istedikleri eyleme polis saldırdı. Onlarca emekçi gözaltına alındı.

 

Hazırlayanlar: Nuray Kılıç – Hayri Erol

 

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…